Ontolojik Kopuş: Erkeğin Strateji, Kadının Empati Dünyasında Bir Kopma Noktası
Bir erkek, bir kadına derin düşünceleri hakkında uzun bir sohbet yaparken, kadın kendisini “buna ne kadar odaklanabilirim ki?” diye sorgulamış olabilir. Erkeğin kafasında çözüm önerileri, stratejiler ve mantıklı bağlamlar uçuşurken, kadının dünyasında ise “Senin bu çözümlerine girip, insanları anlamaya çalışmak neden bu kadar zor?” diye bir iç ses yankı buluyordur. İşte burada devreye giriyor ontolojik kopuş. Ama durun, bu terimi hemen bir kahve molasıyla beklemeye almayın. Gelin, biraz daha eğlenceli ve anlaşılır bir şekilde bu olguyu keşfedelim!
Ontolojik kopuş, biraz ağır bir terim gibi gözükse de aslında tamamen varlık felsefesiyle ilgili bir mesele. Ama gelin, bunu günlük hayatla bağlantı kurarak daha anlaşılır hale getirelim. Kendi içsel dünyanızla dış dünyanız arasında yaşadığınız bir kopuşu düşünün. Erkeğin iş yerinde hedeflerine ulaşma takıntısının, kadının ilişkilerde duyduğu derin empatiyle buluştuğu noktada yaşanan kopuş gibi.
Erkekler çözüm odaklıdır, kadınlar ise ilişki odaklı. Bu farklar, bazen birbirini anlamamaya yol açabilir. Kadın bir konuda rahatlamayı, erkek ise çözüm üretmeyi tercih eder. Birbirine yakın dost olan bu iki dünyadaki bireylerin bazen kaybolduğu ortak nokta, ontolojik kopuşu simgeliyor. İşte bu kopuş, kişinin iç dünyası ile dış dünyasındaki algılar arasında bir çelişkiye yol açtığında ortaya çıkıyor.
Ontolojik Kopuş: Erkeğin Çözüm, Kadının Empati Hikayesi
Diyelim ki bir kadın ve bir erkek arasında çok derin bir tartışma yaşanıyor. Kadın, ilişkinin geçmişini, duygusal bağlarını ve geleceğini düşünüp, erkeğe “Neden hala birlikteyiz?” diye soruyor. Erkek, “Evet, evet! Ama biz işte şu adımı atsak, işler yoluna girer” diyerek çözüm önerileri sunuyor. Kadın ise, “Ama ben duygusal bağa odaklanmak istiyorum, o yüzden o adımların önemi yok!” diye cevap veriyor. Şimdi burada bir şeyler ters gitmeye başladı, değil mi?
Burada yaşanan şey aslında basit bir ontolojik kopuştur. Kadının ruhsal dünyası, bir bağ kurma ve ilişki odaklı olma gerekliliğiyle şekilleniyor. Erkek ise çözüm ve strateji arayışı içinde, sorunu halletmeye çalışan bir mantık makinesine dönüşüyor. Oysa bu iki yaklaşım, aynı evrende yer alıyor ama farklı gezegenlerden geliyorlar gibi. Kadın “görmeyi” ve “hissetmeyi” arzularken, erkek “düşünmeyi” ve “çözmeyi” istiyor. Bu da kopuşa, hatta bazen iletişim eksikliğine neden olabiliyor.
Ontolojik Kopuşun Günlük Hayatımızdaki Yeri
Ontolojik kopuş dediğimizde, çok uzak felsefi bir kavrama dalmış gibi hissedebilirsiniz ama aslında bu, insan ilişkilerinin temelinde var olan çok tanıdık bir mesele. Mesela bir arkadaşınıza, sevgilinize ya da iş arkadaşınıza “Bugün nasılsın?” diye sorarsınız. Kimisi hemen hayatındaki sorunları döker ve çözüm ister, kimisi ise sadece “İyi, sen?” diye geri döner. İşte bu basit diyalog, ontolojik kopuşun günlük bir yansımasıdır. Çözüm isteyenler, empati kurmak yerine daha çok mantık devreye sokar. Oysa empati arayanlar, anlamak ve bağ kurmak isteğiyle yaklaşır.
Kadınlar, özellikle duygusal açıdan ilişki kurmaya odaklandıkları için bazen erkeklerin direkt ve çözüm odaklı yaklaşımına anlam veremeyebilirler. Aynı şekilde, erkekler de kadının duygusal derinliğine girmeyi tercih etmeyebilir, çünkü bu, onların mantıklı bakış açılarından çıkarak bir “karmaşa” hissi yaratabilir.
Ontolojik Kopuşu Nasıl Aşarız?
Peki, ontolojik kopuşu aşmak mümkün mü? Evet, mümkündür! İşte birkaç öneri:
1. Anlayış ve Dinleme: Kadınlar, duygusal yönlerini dile getirirken, erkeklerin mantıklı yanıtlar yerine daha çok empatik bir dinleme yaklaşımını benimsemesi gerekir. Erkekler, “Bunu nasıl çözebiliriz?” diye sorarken, kadınlar da “Bunu hissetmek istiyorum” diyebilmelidir.
2. Bağ Kurma: Birbirimizi anlamak ve bağ kurmak, her iki tarafın da amacıdır. Kadınlar duygusal bağ kurarken, erkekler de stratejik çözüm arayışlarına girerken, her iki yaklaşımın birleştirilebileceğini unutmayalım.
3. Empatiyi Geliştirme: İlişki kurmanın en önemli adımı empati yapabilmektir. Hem erkeklerin hem de kadınların, diğerininki gibi düşünmeye çalışmaları, ontolojik kopuşu aşmak adına büyük bir adım olur.
Sonuç
Ontolojik kopuş, hepimizin yaşadığı, ama çoğu zaman fark etmediğimiz bir durumdur. Erkeklerin çözüm odaklı, kadınların ise ilişki odaklı yaklaşımları bazen kopukluklara neden olabilir. Ancak, bu farklılıkları anlamak ve birbirimizi dinleyerek bir çözüm üretmek mümkündür. Belki de en önemli soru şudur: “Gerçekten çözüm mü arıyoruz, yoksa sadece birinin bizi anlamasını mı istiyoruz?”